Robotlar operatör kontrollü, programlanabilir, fonksiyonel sistemlerdir. Günümüzde kullanılan robotlar, güç gerektiren işlerde, hatasız bir şekilde ve büyük bir süratle yerine getirebildiklerinden dolayı endüstriden başka, insanların çalışamayacağı yerlerden sıklıkla kullanılmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte süreç içerisinde robotlar sadece robot kol olmaktan çıkıp; etrafına tepki verebilen, etrafını algılayabilen ve hareket edebilen makineler haline geldiler. Gezer robotlar günlük hayatımızda birçok farklı uygulamada kullanılmaya başlandı. Çernobil santralindeki patlamadan sonra santrali incelemek ve patlamanın etkilerini anlamak için kullanılan Pioneer adlı robot buna örnektir.
Kanalizasyon boruları içinde ki sorunları tespit, klimalarda ki hava kanallarında ki bakım ve onarımda yine robotlar kullanılmaktadır. Alice adlı 2x2x2 ölçülerinde en küçük robotlardan olan bu bağımsız robot aynı zamanda küçük bir kameraya sahip olup sorun tespiti, bakım ve onarım işlerinde kullanılmaktadır. Helpmate adlı robot hastanelerde taşıma işleri için tasarlanmış bir robottur. Bu robot kendisine yüklenen hareket algoritması ile hastanede bir operatörden bağımsız olarak hareket edecek şekilde sensörlere sahipti.
Robotiğin tarihçesine bakıldığında, özellikle 17. yüzyılın sonlarında, Avrupa’da doğayı taklit eden, genelde eğlence amaçlı ve algılama olmaksızın sadece tek bir görevi yerine getirmek için programlandığı bilinen ilk robotik örnekler kabul edilen mekanik otomatlar yapıldığı görülebilmektedir. Sonrasında, bu mekanik otomatlara algılama özelliğinin eklenmesiyle, bu otomatların robot özelliği kazanmaya başladıklarını söyleyebiliriz.
Robotların konumlarının bilinmesi ve haritalamanın doğru, güvenilir bir şekilde yapılabilmesi için robotun çevresinde algıladığı bilgilerin kararlı ve güvenilir olması gerekmektedir.
Genelde kullanılan algılayıcılar şunlardır:
- Kızılötesi algılayıcılar
- Lazer algılayıcılar
- Ultrasonik algılayıcılar
- Kamera algılayıcılar
Şema 23. Algılayıcılar
Kızılötesi algılayıcılar: Kızılötesi algılayıcılar kaynaktan gönderilen ışığın, yansıtıcı aynadan geri yansıtılarak alıcı tarafından algılanmasına dayanmaktadır.
Lazer algılayıcılar: Optik algılayıcılar ile aynı çalışma prensibine sahip, yüksek bir dalga boyundan gelen bir ışık ile çalışmaktadır.
Ultrasonik algılayıcılar: Ses dalgasının belirlenen bir noktaya gönderilerek, geri gelme süresine göre ölçülen mesafe değerinin elde edilmesi ile çalışır.
Kamera algılayıcılar: Kamera önündeki engelleri veya cisimleri, görüntü işleme teknikleri ile algılamakta ve bu duruma göre bir sonuç çıkarmaktadır.
Mikrodenetleyiciler genel olarak kontrol ve otomasyon işlemlerini gerçekleştirmek için tasarlanmış özel mikroişlemcilerdir. Otomatik çamaşır makinelerinde, Elektronik saatlerde, fotoğraf makinelerinde, biyomedikal cihazlarda, LCD ekranlarda ve endüstriyel otomasyondan elektronik bilet uygulamalarına kadar pek çok elektronik uygulamada mikrodenetleyiciler kullanılmaktadır.